Bu gün, 18.10.2018 Perşembe, 11:00’de Kuşadası Limanı’nda keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldı.
1) Limanın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yapılan son (2015) 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planları ile plan notlarının iptali istemiyle, Ayse Aral, Nilgün Ögünçlü ve Ahmet Altunsoy‘un davacı oldukları ve Aydın 2. İdare Mhkm. 2016/1342 Esas No ile görülmekte olan davanın bilirkişi heyeti, planların kapsadığı liman ve alanları yerinde inceledi.
2) Planların Kuşadası Balıkçı Barınağına ilişkin bölümü ile ilgili olarak da Kuşadası Su Ürünleri kooperatifi‘nin açtığı dava için de keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldı.
Bilirkişilerin dava konusu planlara ilişkin raporunu bir aylık sürede hazırlayıp, mahkemeye sunması bekleniyor.
Tartışmalar, İtirazlar, davalar, tespitler, bilirkişi raporları, mahkeme kararları vb…ile 2004’den bu yana yaşadığımız liman imar planı sürecinin kısa bir özeti!
(28.10.2010 ve 31.01.2011 planlarının öngördüklerini, henüz taze ve hemen herkesce bilindiği için ayrıntılamadım.)
Ve elbette “liman imar planı nasıl olmalıdır”a ilişkin çıkarabildiğim sonuçlar, notlar…
“Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca 31.01.2011 tarihinde onaylanan Kuşadası Kruvaziyer Limanı ve Yanaşma İskelesi 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planı ile plan notları ve plan açıklama raporunun iptali ile yürütmesinin durdurulması” istemiyle açılan davada Danıştay 6. Daire, oybirliğiyle “Yürütmenin Durdurulması Ara Kararı” verdi.
Danıştay Altıncı Daire, E: 2011/4235 sayı ile görülmekte olan davada, 01.07.2011 tarihinde oybirliğiyle verdiği kararında “Davanın durumu ve olayın özelliğine göre, yürütmenin durdurulması isteminin savunma ve ara kararı cevabı alınıncaya veya savunma ve ara kararı cevap verme süresi geçtikten sonra yeniden bir karar verilinceye kadar kabulüne” karar verdi.
Danıştay 6. Dairesi’nin, sözkonusu Yürütmeyi Durdurma Ara Kararı 13.09.2011 tarihinde taraflara tebliğ edildi.
Kuşadası Kent Meclisi Derneği Bşk. Altunsoy: “hukuk önünde haklılığımız perçinlenecek”
Karar üzerine bir açıklama yapan Yerel Gündem 21 – Kuşadası Kent Meclisi Derneği Yönetim Kurulu Bşk. Ahmet Altunsoy; “Kuşadası’nda Kentsel hak/hukuk/ demokratik katılım mücadelesinden vazgeçmeyenler olarak elbette seviniyoruz! Bu son yargı/hukuk kararı ile haklılığımız bir kez daha perçinlenecektir! Katılım ve katkılarıyla bize güç veren, birlikte hareket eden liman platformu üye ve bileşenleri dostları içtenlikle kutluyorum” dedi.
Aydın İl Çevre ve Orman Müdürlğü’nün Kuşadası Limanında yaptığı denetim ve incelemede “halihazırda iskele ve inşaa kısımlarının” hangi ÇED Süreci kapsamında değerlendirileceği konusunda “tereddüde düşüldüğü” kaydedildi.
Liman Platform üyesi AhmetAltunsoy’un Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) aracılığıyla yaptığı 07.05.2011 tarihli “Kuşadası ilçesi Yolcu Limanı bünyesinde Ege Liman İşletmeleri A.Ş. tarafından yapılması planlanan Liman Geliştirme Projesine ilişkin olarak ÇED sürecinin sonuçlanmamasına rağmen, Kuşadası Körfesinde fiilen denizde kazık çakma ve inşai faaliyetlere başlandığı” yönündeki başvurusu üzerine Aydın İl Çevre ve Orman Müdürlüğü uzmanları ÇED başvurularını, ÇED dosyası verilerini karşılaştırmalı olarak inceledi.
Ayrıca 31.05.2011 tarihinde Kuşadası Limanı’nda inceleme ve denetim yapılarak, tesbit edilen hususlar 476 No’lu Tutanak olarak kaydedildi.
Raporda Ege Liman İşletmeleri A.Ş. ait Liman Geliştirme Projesi’nin ÇED Süreci’nin, Bakanlığın 21.10.2010 gün ve 158 sayılı yazısıyla durdurulduğu ifade edilen tutanakta, firmanın başvuru dosyasında
1 nolu iskeleye 80 metre ilave ile toplam uzunluğun 263 metreye çıkarılacağı ve önüne 100 ym2 alana sahip bir dolfen ilave edilmesinin;
2 Nolu iskeleye ise 50 metre ilave yapılarak toplam 295 metre önüne ise 144 m2 dolfen yapılması planlandığı” belirtilmiştir.
Öte yandan Kuşadası Limanında, Aydın İl Çevre ve Orman Müdürlüğü uzmanlarınca yapılan denetim ve ölçümler sonucunda halihazır 2 nolu iskelenin 313 m uzunluğunda olduğu saptandı.
“Dolfenler, aslında dolfen değil!”
Raporda ayrıca “her iki iskelede “dolfen” olarak belirtilen deniz yapısının aslında dolfen olmadığı, aradaki 30 m. deniz boşluğunun iskelelere bütünleştirileceğinin” beyan edildiği yer aldı.
TDİ’nin yaptığı iskele uzatmaları Egeports’un başvurusunda niçin yok sayıldı?
Limanda yerinde yapılan denetimlerle, proje tanıtım dosyasındaki bilgi verilerin uyuşmaması nedeninin, 2000 yılında henüz özelleştirilmeden Kuşadası Limanınındaki iskelelerde Türkiye Denizcilik İşletmeleri tarafından, imar planlarına işletilmeksizin ve ÇED süreci kapsamında değerlendirme yapılmaksızın 1 nolu iskeleye 50 metre ve 2 nolu iskeleye 25 metre uzatma yapıldığı ve bu verilerin de Bakanlığa firma tarafından sunulan bilgi ve belgelerde yer almadığı kaydedildi.
“Liman ÇED süreci kapsamı tereddüdlü”
Çevre İl Müdürlüğü uzmanları, yerinde yaptıkları inceleme, denetim ve ÇED dosyaları tetkikinde “halihazırda iskele ve inşaa kısımlarının 08.04.2004 tarihli ÇED Gerekli Değildir kararı kapsamında sunulan Proje Tanıtım dosyasında planlanmış faaliyetler kapsamında mı; süreci Çevre ve Orman Bakanlığınca durdurulmuş ÇED dosyasında planlanan faaliyetler kapsamında mı olduğu” konusunda tereddüde düşüldüğünü” ifade ederek, “konunun hassasiyeti de dikkate alınarak Çevre ve Orman Bakanlığınca yapılacak inceleme ve değerlendirmenin daha sağlıklı olacağı” görüşünü belirtiler.
Konuya ilişkin Aydın İl Çevre ve Orman Müdürlüğü yazısı örneği aşağıya çıkarılmıştır:
Kuşadası Liman Platformu Yürütme Üyeleri Kirazlı Köyü’nde liman mücadelesini anlattı. Ayrıca Kirazlılar Cumartesi günü saat 16.oo’da yapılacak yürüyüş ve mitinge de davet edildi.
20 Nisan Çarşamba akşamı saat 20.oo’de Kirazlı Köyü kahvelerinde liman ile ilgili yaşanan sorunu ve sürdürülen mücadeleyi anlatan Liman Platformu üyeleri Kirazlılardan yoğun ilgi gördü.
Liman mücadelesini anlatmak üzere düzenlenen toplantıya Kirazlı Köyü Muhtarı Hüseyin Fırat, Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği Başkanı Nihat Fırat ve köylüler katıldı.
Kuşadası Limanı’na karşı gerek hukuki ve gerekse de sokak eylemleri ile tepki gösterildiğini ve gösterilmeye devam edildiğini belirten Avukat Nilgün Öğünçlü yaptığı konuşmada 2003’den bu yana yaşanan süreci aktardı.
“2003 yılında yapılan özelleştirme ile Kuşadası Limanı, ihale bedelinin altında Ofer- Kutman şirketine verildi. O dönemde açtığımız davalar sonucu bu ihale iptal edildi. Bizim paralarımız ve vergilerimizle yapılan liman maalesef bugün limanı işleten durumda olanlara peşkeş çekildi. Bu şirket liman içine yaptığı yasadışı dükkanlarla Kuşadası’nın ekmeği ile oynadı ve oynamaya devam ediyor. Kuşadası ticareti bundan dolayı ciddi zarar gördü. Bu hukuksuzluğa karşı mücadele etmek için Liman Platformu’nu oluşturduk. Kuşadası’nda bulunan tüm kitle ve meslek örgütleri, siyasi partiler, sendikalar, dernekler bu mücadeleyi destekliyor. Mücadelemiz çeşitli eylem ve bildiri dağıtımı, hukuk savaşı ile devam ediyor. Biz sizlerin de desteğini almak ve sizlere limanda olup bitenleri anlatmak için geldik” dedi.
Daha sonra kahve sohbeti devam etti. Söz alan Kirazlılar; “liman dar, müşteri fazla geliyor da mı yeni yatırım yapmak istiyorlar?. Böyle bir şey yok. Özelleştirme ihalesi yapılırken, bunlara istediğiniz kadar denizi doldurun mu dediler?. O da öyle değilse nedir?” diye soru sordu.
Yapılan sohbette; limanın darlığı ya da müşteri yoğunluğu olmadığı, ihale şartında sınırsız yatırımın bulunmadığı aktarıldı.
Söz alan konuşmacılar, Balıkçı Barınağı’nın doldurulmaya ve üçüncü iskelenin yapılmaya çalışıldığı bu koşullarda ortada liman imar planının olmadığı, kaçak işyerlerinin yıkım kararının olduğu, ÇED Raporu’nun bulunmadığını da aktardılar.
23 Nisan Cumartesi Eylemine Destek İstendi
Liman Platformu Yürütme Üyeleri, 23 Nisan Cumartesi günü saat 16.oo’da yapılacak miting/ yürüyüş hakkında açıklamada bulundular ve Kirazlılar’ı da mitinge davet ettiler. Belediyenin Kirazlı’ya bir otobüs göndereceği de iletildi.
Başka bir kahvede yapılan sohbette bir Kirazlı sakini; “benim anladığım devlet yabancı firmaya limanı peşkeş çekiyor. Oraya ayrık otu gibi düştüler. Orda çoğalıp duruyolar” dedi.
Liman Platformu üyeleri bir-iki kahve daha gezerek Kirazlılar’ı mitinge davet etti. Yaklaşık iki saat süren sohbet ve kahve gezmesinden sonra Platform Üyeleri köyden ayrıldı.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 27.01.2011 tarihli son liman imar plan değişikliği ile doldurulmak istenen balıkçı barınağı önünde, Kuşadası Liman platformu üyesi kadınlar öncülüğünde bu gün yapılan kitlesel basın açıklaması esnasında sık sık haykırılan slogan buydu:
“Kuşadası Uyuma, limanını unutma!”
Saat 12:15’de belediye önünden hareketle alkış ve düdüklerle balıkçı barınağına doğru yürüyüşe geçen kadınların öncülüğündeki liman platformuna, yol boyunca vatandaş ve esnafların alkış ve katılımlarıyla destek verdikleri görüldü.
Platform yürüyüş kortejinde, yargı kararlarını hiçe sayan “pişkin işadamı”nın temsili olarak canlandırılması ve bir eşeğe bindirilerek kortej önüne katılarak, liman platformunun kadın üyelerince protestolarla adeta kovalanması ise, 2003 ‘den bu yana verilen mücadeleyi özetliyordu!
Balık hali önünde Platform sözcüsü Nilgün Öğünçlü, katılımcıları “Japonya’da depremde yaşamını yitirenler ve bir önceki gün anılan Çanakkale şehitleri için” saygı duruşuna davet etti.
Öğünçlü toplanan kalabalığa hitaben yaptığı kısa açıklamada: “”ekmeğimizi küçülten, kentimizi betonla çirkinleştiren, hak-hukuk tanımayan liman işletmecisi ile karşı karşıyayız. Daha 2003 yılındaki bildirilerinde ‘Kuşadası Limanı’na alışveriş merkezi yapılmayacak, böyle bir proje yok’ demişlerdi. Ama 54 kaçak dükkan yaptılar. Bugün yine ‘dükkan yapmayacağız, Balıkçı Barınağı’nı doldurmayacağız’ diyorlar. Ama borsaya yaptıkları başvuruda; ‘yeni bir işyeri yapacaklarını ve yeni bir otopark inşa edeceklerini’ belirtiyorlar. Ve itiraz ettiğimiz liman imar planında 4 000 m2’lik yeni alışveriş merkezi ve Balıkçı Barınağı dolgusu açıkça görülüyor. Kısacası Egeports’un dün yaptıkları bugün yapacaklarının teminatıdır. Bizler buna dur demedikçe ve sesimizi yükseltmedikçe; kentimizin en önemli alanlarına yayılacaklar” dedi.
Platform üyelerinden Nazan Bozkurt’un okuduğu şiirden sonra, Liman Platformu Kadın Komisyonu Basın Açıklaması metnini Kuşadası Belediye Başkan Vekili Leziz Gümüş okudu:
Gümüş’ün okuduğu Platform Basın açıklaması şöyle:
SEVGİLİ ADALILAR…
Bugün…
Burada…
Sözün bittiği yerde… Liman Platformu’nun ilk “Kadın Buluşması”nı gerçekleştiriyoruz.
Bu tarihi ana katkı veren herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz.
KUŞADASI’NIN DUYARLI İNSANLARI,
Bu vakur, mütevazı ve barışçıl buluşmaya katılan kadınlarımız arasında hiç kimsenin iskelemize yanaşan gemilerle ilgili bir derdi yoktur.
Hatta hiçbirimizin liman işletmecisiyle de en küçük bir “ŞAHSİ” yahut “TİCARİ” sorunu bulunmamaktadır.
Bu şirketin kiracılarının, hele hele bu şirketin işyerlerinde çalışan emekçilerin AŞINDA VE İŞİNDE hiçbirimizin gözü yoktur; olamaz…
Bizim aklımız da fikrimiz de “HUKUK”tur!!
Yegane derdimiz, Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerince alınmış iki adet tarihi kararın uygulanmasıdır!!
Burada toplananlar, sadece ve sadece HUKUK’un gereğinin yerine getirilmesini talep etmektedir:
1. Burada toplananlar, TC Mahkemelerince Kira Kontratı iptal edilen ve hukuken İŞGALCİ pozisyonuna düşen işletmecinin derhal limanımızı terketmesini istemektedir. Mahkemelerce tahliye kararı verilmiş bir işyerinde, kiracının bir saniye geçirmesi dahi YASADIŞI’dır.
2. Kuşadalı kadınlar, TC Mahkemelerince yıkılmasına hükmedilen ve şu anda ruhsatsız yani resmen ve alenen KAÇAK pozisyonundaki yapıların derhal yıkılmasını beklemektedir. Mahkemelerce yıkım kararı alınmış bir gayrımenkulden sağlanan kira geliri, yeryüzünün her köşesinde HAKSIZ KAZANÇ’tır.
3. Kadınlar, balıkçılarımızı asırlık barınaklarından kovarak, barınağı otoparka çevirmeyi ve mevcut kaçak dükkanları yasallaştırmayı amaçlayan, üstelik mahkeme kararlarını hiçe sayarak hazırlanan “Bakanlık Planı”nın iptalini talep etmektedir. Mahkemelerin iptal ettiği eski planı kopyalayarak çizilmiş her plan “KANUNA KARŞI HİLE”dir.
4. Adalı analar, çok daha fazla gemi gelebilmesi için otopark ihtiyacı varsa eğer, bu otoparka asla Balıkçı Barınağı’nı betonlayarak değil, bilakis mevcut kaçak dükkanları yıkarak yer açılmasını önermektedir. Zira mahkeme kararları da bunu emretmektedir.
DOSTLAR…
Bizler, çocuklarımızın ve torunlarımızın beton blokları değil, güzelim Güvercinada manzarasını seyrederek yaşamasını istiyoruz.
Bizler, mahkeme kararlarının DERHAL ve “AMA”SIZ uygulanmasını bekliyoruz.
Ve en azından 14,283 imza sahibinin bizimle aynı fikirde olduğunu biliyoruz…
Hukuk’un gönüllü bekçileri olacağımızı buradan ilan ediyoruz…
Kendi yayınladıkları Egeports Bülten’in 2003 yılındaki ilk sayısında, yukarıda görüldüğü gibi, limanda Alışveriş Merkezi inşaatıyla ilgili olarak: “Öncelikle Egeports’un kesinlikle böyle bir girişimi, düşüncesi ve de projesi yok. Yeni yapılacak terminal binalarında sadece duty free işletmeleri faaliyetlerine devam edecek” açıklamasını yapmışlardı!
Sonrası?
Sonrası malum! Gözümüzün önünde limanda ufkumuzu kapatan Alışveriş Merkezi dükkanlarını, mahkeme kararlarını hiçe sayarak diktiler:
Egeports 13 Mart 2011 tarihli Kamuoyu Duyurusu ile kimi kandıracağını sanıyor?
Aradan geçen sürede verilen hukuk mücadelesi ile hem Kuşadası Liman Özelleştirme ihalesi iptal edilmiş olduğundan ve hem de imar planları, inşaat ve iskan ruhsatları iptal edildiğinden,kendileri“işgalci“; yaptıkları alışveriş merkezi binaları“gecekondu“ durumuna düşmüş olanlar yayınladıkları 13 Mart 2011 tarihli sözümona kamuoyu duyurusunda şöyle diyorlar:
Balıkçı Limanı’nı doldurmayacaklar imiş?!
Alışveriş merkezi yapmayacaklar imiş?!
Egeports bunu Kuşadası’nın, Kuşadalıların “külahına” anlatsın!
Biz de diyoruz ki?
Ayinesi iştir kişinin “lafına bakılmaz”! Egeports’dan Kuşadalıların gördükleri, gelecekte göreceklerinin aynası değil midir?
Bu gün (16.03.2011) saat 16:00’da Kuşadası Esnaf Odası toplantı salonunda biraraya gelen Kuşadalı kadınlar, liman imar planı ile ilgili son gelişmeleri değerlendirdi.
Katılımcıların “limanla ilgili gelişme sürecini” nasıl değerlendirlerini ifade etmelerinden sonra, Liman Platformu üyeleri Nilgün Öğünçlü, Ahmet Altunsoy ve Nazan Bozkurt aktüel durumla ilgili açıklama ve bilgilendirmelerde bulundu.
Toplantı, katılımcı kadınların “Kadın, Eş ve Ana olarak” limanda Kuşadası’nın aleyhine sonuç yaratan gelişmelere hep birlikte karşı durma sözü vermeleriyle son buldu.